Amsterdam’da 3 gün veya uzun bir hafta sonu geçirecekseniz bir dizi güzergah ve bilgiyle donattığımız bu rehberin çok işinize yarayacağını düşünüyoruz.
Yazımızda bu üç güne sığdıracağınız en iyi müzeler, turistik yerler, mahalleler, barlar ve restoranlar hakkındaki önerilerimizi sunacağız.
Amsterdam’da ne yaptığınızı büyük ölçüde bu büyülü şehre yılın hangi zamanında geldiğiniz belirleyecektir. Burada hava bilinmeyen bir şekilde sürprizlerle doludur ve yılında hangi gününde ve saatinde havanın nasıl olacağını pek kestiremezsiniz. Bundan dolayı ziyaretinizden keyif almanın anahtar kuralı esnek olmaktan geçmektedir. Bu sebepten dolayı da önerilerimizin zamanını gün içinde ya da farklı bir günün etkinliği ile değiştirerek şehrin hava durumu ile iyi geçinmeye bakmanız gerekiyor.
Önerilen Yazılar:
- Amsterdam Ulaşım Rehberi
- Amsterdam Havaalanı’ndan Şehir Merkezine Ulaşım
- Amsterdam hakkında bilmeniz gerekenler
- Amsterdam’da Ne Yapılır? | Ücretli Ücretsiz Yapılacak 49 Şey
- Amsterdam’da Gezilecek Görselli En iyi 45 Yer
1. Gün – De Wallen ve Jordaan
Amsterdam’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında sayabileceğimiz De Wallen ve Jordaan mahallelerinde yapacağınız keyifli bir gezinti ile Amsterdam’ın kalbi ile tanışın
Sabah
Sabahın ilk saatlerini Amsterdam’ın en eski mahallelerinden biri olan De Wallen’de dolaşarak geçirin. Red Light District’in kalbinde yer alan Oude Kerk ya da diğer adıyla Eski Kilise bu Ortaçağ mahallenizde gezinize başlamak için harika bir yer. Geceleri bu alan bekarlığa veda partileri ile doludur ancak gündüzleri bu bölge alabildiğince sakin bir tavır takınmaktadır.
De Wallen’deki ilgi çekici yerler arasında:
- Dam Meydanı – 11. yüzyılda şehrin ortasından geçen Amstel Nehri üzerine su baskından korunmak amacıyla yapılan setler sonucu ortaya bu meydan çıkmıştır. Şehrin adı da (Amstel+dam) kelimelerinin birleşiminden gelmektedir.
- The Royal Palace (Kraliyet Sarayı) – Bugünün Kraliyet Sarayı, 17. yüzyılda inşa edilmiş ve başlangıçta kentin Belediye Binası olarak hizmet vermiştir. Bina 1806 yılında Louis Napolean’ın Hollanda Kralı olmasına şahitlik etmiştir. Bugün, saray Hollanda Kraliyeti’nin emrinde ve hükümdar tarafından çeşitli davet organizasyonlarında kullanılmaktadır.
- The Amsterdam Stock Exchange (Amsterdam Borsası) – Beursplein 5’te, 1602 yılında Hollanda Doğu Hindistan Şirketi tarafından kurulmuş dünyanın en eski borsalarını görme fırsatını yakalayabilirsiniz.
Amsterdam’ın az bilinen ancak hayli etkileyici iki müzesi de bu bölgede bulunuyor: Rembrant House ve Museum Our Lord in the Attic. Sabah vaktiniz varsa bu iki yerden en azından bir tanesini seçerek ziyaret edebilirsiniz.
Öğle yemeği
Bölge yerli halktan ziyade turistlere hitap ettiği için De Wallen, farklı yemek türleri konusunda ziyaretçilerine çok fazla hitap etmiyor. Bu nedenle öğle yemeği için daha fazla seçenek bulmak istiyorsanız daha batıya doğru, Jordaan mahallesine uğramanız daha iyi olacaktır. Burada pek çok farklı alternatif deneyebileceğiniz restoran sizi bekliyor olacak.
Öğleden sonra
Öğle yemeği sonrasında Jordaan mahallesinde mutlaka biraz zaman geçirin ve havayı içinize çekin. Bu mahallenin geçmişi 17. yüzyıla dayanıyor ve aslında Amsterdam’ın dini ve kültürel anlamdaki hoşgörüsü nedeniyle kente akın eden işçi aileleri ve göçmenler için inşa edilmiştir. Evler arasındaki sokaklar oldukça dardır ve kaybolmak için harika bir yerdir.
The Anne Frank House da bu mahallede bulunuyor. Biletler ise ziyaretten önce müzenin resmi sitesinden satın alınmalıdır.
Rembrandt’ın gömülü bulunduğu Westerkerk ise Anne Frank’ın hemen yanında bulunmaktadır ve 7€ karşılığında Westerkerk’in tepesine çıkarak mahalleyi kuşbakışı izleyebilirsiniz. Detaylı bilgi için resmi sitesini inceleyebilirsiniz.
Akşam yemeği
Jordaan mahallesinde akşam yemeği yemek istiyorsanız Salmuera, Fou Fow Ramen ya da La Perla Pizzeria’yı deneyebilirsiniz. Bölgenin meşhur biralarını tatmak istiyorsanız 100’ün üzerindeki bira çeşidi ile Proeflokaal Arendsnest kanal boyunca sahip olduğu keyifli oturma alanları ile sizi bekliyor olacak.
2. Gün – Müze Günü ve Vondelpark
Sadece Amsterdam’daki müzeleri ziyaret ederek bile bir haftanın bütün günlerini çok yoğun bir şekilde geçirebilirsiniz ancak yalnızca birkaç güne sahip olduğunuzda bu müzeler arasında mutlaka bir eleme yapmak zorunda kalacaksınız. Bizim favorilerimiz ise Van Gogh Museum ve Rijksmuseum yönünde olacaktır ve bu iki müze birbirine çok yakın bulunduğu için ziyaret etmeniz de çok kolay olacaktır.
Not: Seyahatinizi kolaylaştırmak ve müzelere indirimli veya ücretsiz girmek için mutlaka I Amsterdam Card edinmenizi öneriyoruz.
Sabah
Hızlı bir kahvaltının ardından güne Amsterdam’daki en sevilen müzelerden biri olan Van Gogh Müzesi’nde başlayın.
Web sitesi üzerinden öncelikle rezervasyon yapmanız gerekmektedir. Müze günün ilerleyen saatlerinde oldukça kalabalık olduğu için buraya ne kadar erken ulaşırsanız geziniz de o kadar keyifli ve sakin geçecektir. Müzede sesli rehber hizmeti sunulsa da bizce çok da gerekli değil. Müze, Van Gogh’un hayatı, çalışmaları ve sanatı hakkında birçok detaylı bilgiye erişiminizi sağlıyor.
Öğle yemeği
Bir sonraki müzeden önce güzel bir öğle yemeği molası verebilirsiniz. Museumplein civarında çok fazla restoran seçeneği bulunmasa da hemen yakındaki De Pijp semtinde muhteşem restoranlara sadece 5-10 dakikalık kısa bir yürüyüşün ardından ulaşabiliyorsunuz.
Öğleden sonra
Hollanda’nın en büyük müzesi olan Rijksmuseum, Van Gogh Müzesi’nin hemen yanında yer alaktadır. Burası, Hollandalı ustalar Vermeer, Frans Hals ve tabi ki Rembrandt’ın birçok ünlü eserine ev sahipliği yapmaktadır. Müze çok büyüktür ve aslında müzeyi tam anlamıyla sindirebilmek için burayı birkaç defa ziyaret etmek gerekmektedir. Burası için sadece bir öğleden sonrasına sahip olduğunuz için Hollanda’nın altın çağı olan 17. ve 8. yüzyıla ait eserlerin bulunduğu 1. ve 2. katlara odaklanmanızı tavsiye ediyoruz. Zamanınız kalırsa zemin kattaki dini sanat koleksiyonuna da göz atabilirsiniz.
Akşam yemeğinden önce birkaç saatiniz kalırsa, güzel bir öğleden sonra aktivitesi için Museumplein’e çok yakın bir konumda bulunan Vondelpark’ta çok eğlenceli zamanlar geçirebilirsiniz. Bölgede bulunan birçok bisiklet kiralama şirketinden birini tercih ederek bisikletle parkı keşfe çıkmak mükemmel bir seçim olacaktır. Bunun için A-Bike isimli şirketi seçenekleriniz arasına dahil edebilirsiniz. Parkta yaklaşık 20 dakika süren bir parkur bulunuyor ve parkın merkezine doğru gittiğinizden emin olursanız 70 farklı gül türünün bulunduğu bu merkezi de görebilirsiniz.
Akşam yemeği ve içecekler
Bir içki içmek ya da atıştırmalık bir şeyler yemek istiyorsanız Vondelpark’ta birkaç seçeneğiniz var. En büyüğü ise muhteşem bir menüye sahip olan Vondelpark3 adlı restorandır. İçki listesi ile gönlünüzü çelecek De Vondeltuin ise kokteylleri ile sizi kalbinizden yakalayacaktır.
Akşam yemeği için Oud-West bölgesini tercih etmeniz durumunda da birçok restoran sizi bekliyor. Pastis ya da Seafood Bar ise bizim favorilerimizden yalnızca birkaçı.
3. Gün – The 9 Streets & Kanal Turu
Sabah
Güne Amsterdam’ın alışveriş bölgelerinden biri olan The 9 Streets bölgesinde bir yürüyüşle başlayın. Adından da anlaşılacağı üzere bu mahalle 9 caddeden oluşur ve içinde butikler, galeriler ve bolca cafe bulunmaktadır. Sadece alışveriş için dolaşsanız bile burası kanalları ve muhteşem köprüleri ile bile görmeye değer bir yer.
Caddedeki turunuzun ardından Erimiş beyaz çikolata ve koyu çikolata ile kaplı kurabiyeleri ile ünlenmiş olan Van Stapele Koekmakerj’de güzel bir mola verin. Buna değip değmediğini merak ediyorsanız inanın buna değecek…
Begijnhof ise 12. yüzyıldan kalma bir bina olarak Amsterdam’ın görülmesi gereken yerleri arasında bulunmaktadır. İbadethane ve yaşlı bakım yeri olarak kullanılan bina içinde iki adet Katolik kilisesi ve 1528 yılından kalma çok güzel bir şekilde restore edilmiş ahşap bir bina bulunmaktadır.
Bloemenmarkt ismi verilen ünlü yüzen çiçek pazarı da yakınlarda bulunuyor. Hollanda’nın ikonik lale soğanlarından bazılarını hatıra olarak götürmek ilginizi çekiyorsa bu pazarda zaman geçirmesi sizin için oldukça keyifli olacaktır.
Öğle yemeği
Bölgede atıştırmalık yiyecekler için birçok cafe seçeneği bulunuyor. Öğle yemeği için Gartine ya da Cafe de Klos iyi bir seçim olacaktır.
Öğleden sonra
Amsterdam’ı keşfetmenin en iyi yolu tekne ile olmaktadır. 3. gününüzde öğleden sonrayı mutlaka tekne turlarına ayırmanızı ve keyifli bir yolculukla şehrin tarihinde güzel bir yolculuğa çıkmanızı tavsiye ediyoruz. Bunun için Amsterdam kanal turları hakkımdaki yazımızı inceleyebilir ve detaylar hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Akşam yemeği
Son gününüzde akşam yemeğini nerede yiyeceğiniz, büyük ölçüde tekne turunuzu nerede sonlandıracağınıza bağlıdır. Hareket halinde karşınıza çıkacak birçok bar ve restorandan birini tercih ederek günü muhteşem bir yemekle bitirebilirsiniz.
Yazımızda üç günlük bir Amsterdam gezisini nasıl planlayabileceğiniz konusunda size yol göstermeye çalıştık. Başka yazılarımızda bir günde Amsterdam’ı nasıl keşfedebileceğiniz konusunda da önerilerimizi sizinle paylaşacağız.