Fransa’nın güney kesiminde Nice, Monaco gibi turizmin kalbinin attığı şehirlerin hemen yakınında yer alan Montpellier, 250 binlik nüfusuyla bir öğrenci şehri olarak anılıyor.
Sosyal ve kültürel anlamda kendini geliştiren şehir, dünyanın her yerinden ağırladığı öğrencilerle de çok çeşitli bir yaşam tarzına sahip olmuş, opera, müzik, kütüphane, üniversite ve tiyatro salonu gibi pek çok sanatsal ve kültürel alana sahip olmuştur.
Diğer yandan Montpellier, Fransa’nın canlı şehirlerine nazaran huzurlu atmosferi ve dingin yaşantısıyla Akdeniz kıyısına kurulu sükunet dolu bir şehirdir. Gezilecek yerlerde şehrin tarihi yapıları ve doğa güzellikleri etrafında şekillenmektedir.
Sözü fazla uzatmadan Montpellier seyahatinizde gezip görebileceğiniz yerlerden bahsedelim;
Musee Fabre
Musee Fabre’de büyük duvarlar üzerinde sergilenen sanat eseri tabloları seyrederken kendinizi bir hayalin ortasında hissedeceğinizden eminiz.. Taa Rönesans döneminden günümüze Fransız ve Avrupa çizim sanatının eşsiz koleksiyonlarından birine sahip sanat galerisi, 1825 yılında Fransız ressam François Xaiver Fabre tarafından kurulmuştur.
17. yüzyılın ana resim sanatı akımını yansıtan sergi salonunda, romantizim, gerçekçilik, izlenimcilik, akademizm sanatları gibi pek çok akıma rastlayacağınız bilgisini de şimdiden verelim. 🙂 Fabre’de sergilenen en ünlü tablolardan bir kaçı da şöyle; Rubens’in üç boyaması, Nicholosa Poussin’in Venüs ve Adonis’i, Jacques-Louis David’in de önemli eserleri…
Ücret: 6 Euro
Açılış/ Kapanış: 10:00- 18:00
Ulaşım için;
Montpellier Botanik Bahçe
1593 yılında yaptırılan Fransa’nın en eski bahçesi Montpellier Botanik Bahçe, dönemin tıp fakültesi öğrencilerinin eğitimi için IV. Henry tarafından yaptırılmıştır. Bahçe içerisinde 250’den fazla şifalı bitki ve endemik tropik olmak üzere pek çok bitki çeşidi yer almaktadır.
Şehre gelen turistlerin ziyaret ettiği ilk adreslerden biri olan bahçe, zevkli tasarımı ve rengarenk çiçekleriyle görenleri kendine hayran bırakan bir atmosfere sahip..
The Triumph Arc
Montpellier’in en ünlü caddesi olan The Triumph Arach Foch Caddesi girişinde yer alan kemer, 1691 yılında mimar François Dorbay tarafından tasarlanmış, 15 metre yüksekliğe ve 18 metre genişliğe sahip şehrin simgesi haline gelmiş tarihi bir yapıdır.
Şehre gelen turistlere adeta ”Hoşgeldin” diyen yapı, aynı zamanda Fransız mimarisinin en güzel örneklerinden birini sizlere sunmaktadır. Montpellier’in görülmeye değer noktalarından biri.
Zooloji Parkı
Şehir merkezinden biraz uzaklıkta dört kilometre mesafede yer alan Zooloji Parkı, çocuklu ailelerin özellikle de şehre gelen turistlerin mutlaka ziyaret ettiği eğlenceli adreslerden biridir. 100’den fazla hayvan çeşidine sahip park içerisinde aynı zamanda tropikal seralar, vahşi yaşam, amazon yaşamı gibi bölümler yer alır. En eğlenceli dakikaları ise hayvanat bahçesinde geçireceğinizden hiç şüphe yok. 🙂
Dünyanın pek çok yerinden Montpellie’e getirilen hayvanların ve endemik bitki türlerinin sergilendiği Zooloji Parkı, her yıl daha da çok ziyaretçi ağırlayan şehrin önemli noktalarından birini oluşturuyor.
Aquarium More Nostrum
Montpellier’de heyecanlı bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız, Odysseum Alışveriş Merkezi içinde yer alan akvaryum sizin için en doğru adres olacaktır. Tropik ormanların ve kutup sularındaki 15 farklı sucul ortamın yer aldığı akvaryumlarda, dünyanın pek çok bölgesine ait deniz ekosistemlerinin yapay örnekleri yaratılmaya çalışılmıştır.
Turistlerin akın ettiği akvaryum, Languedoc- Roussillon bölgesinde en çok ziyaret edilen ikinci turistik nokta seçilmiştir. Diğer yandan akvaryum içerisinde hemen her denizden getirilmiş, 400’ün üzerinde deniz hayvanı yer almaktadır.
Ulaşım için;
Languedoc Müzesi
Şehrin küçük ama bir o kadar da faydalı müzelerinden biri olan Languedoc Müzesi’nde, sanat tarihine ait pek çok eseri gözlemleme şansı elde edebilirsiniz. 15. yüzyılda Fransız Jacques Caeur tarafından yaptırılan müzede, Orta Çağ halılarından tutunda Mısır heykelcikleri ve arkeolojik kalıntılara kadar geniş bir koleksiyon göreceğinizden dolayı, bir kaç saatinizi ayırmanızı şimdiden tavsiye ederiz.
İlgi çekici müzede aynı zamanda 17. ve 19. yüzyıllardan kalma şehrin en ünlü gümüşçüleri tarafından yapılmış geniş bir gümüş koleksiyonu da yer alıyor.