Rusenski Lom Doğa Parkı’nda Yürüyüş: Bu parkta güzel bir yürüyüş alanı bulunur. Aynı zamanda antik fresklerle kaplı bir Kaya Manastırı’nın yanı sıra keşfetmeye değer şirin bir köy var.
Rozhen Manastırı’nı Ziyaret Edin: Rozhen Manastırı, 1259’dan kalma Ortaçağ mimarisinin izlerini taşıyan, değerli freskleri himaye eden bir Bulgar Manastırı’dır. Yakınlarında bir yürüyüş alanı da bulunur. Bölge, Winston Churchill’in tercih ettiği şaraplardan da kulağınıza çalınmış olabilir.
Sosyalist Sanat Müzesi’ne Göz Atın: Bu müze, sosyalist dönemin sanatını sergileyen yeni bir müze. 1944 – 1989 arası icra edilen sanatı görmek isteyenler kesinlikle doğru adreste. Bir zamanlar şehrin merkezinde duran dev Lenin Heykeli’nden, sosyalist parti karargahlarının tepesine yükselen kırmızı yıldıza kadar her şey burada. 10:00 – 17:30 arası ziyarete açık olan müzeyi Pazartesi günü hariç her gün 6 Leva verip gezebilirsiniz.
Veliko Tarnovo’yu Ziyaret Edin: Bir zamanlar Ortaçağ’daki Bulgar İmparatoluğu’nun başkenti olan Veliko Tarnovo, şimdi dağlarda bulunan büyüleyici bir üniversite şehri. Bu sessiz küçük kasabada yer alan yürüyüş parkurlarında yeşil örtünün kokusunu içinize çekebilirsiniz. Keşif sırasında muhakkak manastırın yakınlarında güzel bir kale göreceksiniz. Bulgaristan’a gidenlerin en beğendiği yerlerden bir tanesidir.
Plajda İz Bırak: 250 metrelik bir Bulgar toprağı Karadeniz’e doğru uzanıyor. Bu toprak parçasının üçte biri güzel kumsallara sahip. Kalabalık zamanlarda civarda bulunan başka plajlara bakabilirsiniz.
Plovdiv Ziyareti: Bulgaristan’ın ikinci büyük şehridir ve ülkenini ortasında yer alır. Roma kalıntıları ve tarihi kiliseleriyle ünlüdür. Şehirde harika parklar var. Sofya’nın kalabalığından kaçmak isteyenler Plovdiv’de huzuru bulacaktır.
Gül Kokuları: Bulgaristan dünyanın en büyük gül yağı üreticisinden biridir. 1903’ten beri Kazanlak Gül Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Haziran ayının ilk hafta sonu boyunca yerel halk bu uluslararası etkinliği düzenler ve binlerce turist gül vadisinde toplanır. Gelenekler arasında gül damıtım sürecini öğrenme, sokak alayları, akapella koroları, folklor konserleri, sanat şovları, sergiler, şarap tadımı ve daha fazlası var.
Eski Plovdiv’e Yolculuk: Bu küçük yerde turistler yürüyerek bir tarihe tanıklık ediyor. Farklı tarihsel kalıntıların ve antik binaların modern hayata nasıl adapte olduğunu göreceksiniz. Eski Bulgaristan ruhunu hissedeceğiniz nadir yerlerden biridir.
Roma Spaları: Varna’da bulunan antik Roma spaları günümüz Bulgarların sosyalleştiği alanlardan sadece biri.
Balkan Dağları’nda Yürüyüş: Ülkenin en uzun yürüyüş parkurudur. Öyle ki Avrupa Uzun Mesafe Yolları’ndan (E3) biridir. Dağın ana sırtından ülkenin batı sınırındaki deniz kenarını izleyebilirsiniz. Bulgaristan’daki üç ulusal parktan biri olan Central Balkan Milli Parkı da burada.
Rila Dağları’na Tırmanış: Balkanlar’ın en yüksek noktası olan Musala Dağı Rila’da bulunuyor. Bunun yanı sıra dağın kuzeybatı kesimi Seven Lakes Cirque, Skakavitsa Şelalesi, Rila Manastırı ve Malyovitsa Bölgesi gibi doğa ile zengin ve kültürel mekanlara sahiptir. Bulgaristan’ın en büyük milli parkı olan Rila Ulusal Parkı da burada yer alıyor.
Sofya Macerası: Sofya’ya Bulgaristan’ın dinamik başkenti diyebiliriz. Doğu ile Batı’nın tuhaf bir karışımı var. Harika müzeler, Doğu Ortodoks Kiliseleri ve komünist mimarinin etkisi başkente yayılmış durumda. Sofya’yı gezmek için en az 3 gün ayırmanızı tavsiye ediyoruz.
Balchik Terapisi: Balchik Karadeniz kıyısındaki şirin bir kasabadır. Harika bir plaj yeri değil, kabul. Burası için “Romanya Kraliçesi’ne yaz konutu olarak hizmet eden bir arazi” tanımını yapabiliriz. Sarayı ve bahçeleri gezip fotoğraf çektirebilirsiniz.
Kayak Zamanı: Kış aylarında Bulgaristan’ı ziyaret ediyorsanız bu avantajı kullanıp kayak yapabilirsiniz. Bansko yeni tatil beldeleri arasında ve hizmet kalitesini her yıl yükseltiyor. Alpler’deki kayak kalitesini buradan beklemeden yanlış olur. Fazla para harcamadan kayak yapmanın keyfini yaşayabilirsiniz.
Varna’da Bi’ Dur: Bulgaristan’ın üçüncü büyük şehri olan Varna, yaz aylarında güzel kumsallarının ilgi çektiği önemli bir turizm merkezidir. Sokaklarda dolaşabilir, sahilde güneşlenebilirsiniz. Geceleri ise barlarda eğlenip, yerli halk ile kaynaşabilirsiniz.
Gömülü Altınlar: Varna Nekropolü 7000 yıl öncesine ait altın maddeleriyle dolu. Tarihe kanıt olarak sunulabilecek altınlar 62 mezardan çıkarıldı. Eskiden ölülerle gömülen değerli maddelerin bir sonraki hayatta kendisiyle olacağına inanılıyordu. Bu değerli eserler Varna Arkeoloji Tarihi Müzesi’nde sergileniyor. 10:00 – 17:00 arası 10 Leva ücretle içeri girebilirsiniz. Yaz aylarında her gün açık.
Varna’nın En Güzel Manzarası: Cherno Oteli’nin en üst katında yer alan bar, Varna’nın en güzel manzarasına sahip. Gün batımını izlerken lezzetli bir içki yudumlamak keyif verici olacaktır.