Baltık devletlerinden biri olan Kuzey Avrupa ülkesi Litvanya, kuzeyde Letonya, güneydoğuda Beyaz Rusya, Polonya, batısında ise Rusya ile komşuluğuyla biliniyor. Deniz aşırı olarak bakıldığında da Baltık Denizi’nin karşısında yer alan İsveç ile komşu olan ülkenin başkenti Vilnius… Ülkenin resmi dili Litvanca, nüfusu ise 2018 tahminlerine göre 2.800.667 şeklinde kayıtlara geçmiş durumda. Tarihi boyunca sayısız devlet ve çok sayıda savaş gören ülke halkı son olarak 11 Mart 1990 yılında Sovyetler Birliği’nden ayrıldığını ilan ederek bağımsızlığını tüm dünyaya duyurmuş.
Litvanya’nın en önemli özelliği gezilecek tarihi yapıların birbirine çok yakın ve kısa sürelerde ulaşımının sağlanıyor olması diyebiliriz. Bu dikkat çekici özelliğin yanında eserlerin birbirinden ilginç ve gizemli yapılara sahip olması da dikkatlerden kaçmayan özellikler arasında sıralanıyor. Ülkenin en hareketli bölgesi şüphesiz ki başkent Vilnius demek yanlış olmaz. Ülkede kültür ve sanatsal birçok aktivite için alternatif bulabileceğiniz gibi gezinizi aşırı keyiflendirecek detaylara da sahip olduklarını belirtmek gerekiyor. İlk durağınız kesinlikle Litvanya Ulusal Müzesi olmalı, başkentte bulunan ve yapımı 1855 yılına dayanan tarihi eserin içerisinde ülkenin birçok anına tanıklık eden eserler mevcut.
Mickiewicz Müzesi, Polonyalı edebiyatçı Adam Mickiewicz adına açılan 2. müze olarak aslında… Biri İstanbul’da diğeri Vilnius’ta bulunan müze, kitapseverlerin ve sanat tutkunlarının yoğun ilgi gösterdiği bölgelerden biri olarak varlığını sürdürüyor. Sanatçıya ait orijinal el yazılı şiirleri ve kütüphanesini burada görme şansı kazanabilir keyifli dakikalar geçireceğiniz gibi geziniz sırasında zamanda yolculuk yapabilirsiniz. Tüm Azizler Kilisesi de yine görmeden dönmemeniz gereken muhteşem mimarisi ve şirin yavruağzı görünümüyle geziniz sırasında oldukça şık kareler yaratmaya devam ediyor.
Ziyaretçilerin gözdesi konumunda olan aynı zamanda rengi ve ahengi ile her dönem çok sayıda turiste kapılarını açan kilisenin yapımı 1620-1630 yılları arasında gerçekleşmiş. Litvanya Grandükleri Sarayı ise 15-17. yüzyılları arasında Litvanya hükümetine adanmış ve birden fazla aktiviteye ev sahipliği yapmış köklü geçmişi olan bir eser. Bugün Litvanya’ya gittiğinizde bu dönemlerin çok eskide kaldığını görebilir hatta içeriye bir müze ziyaretçisi gibi girerek dolaşabilirsiniz. Litvanya ziyaretinizi planlayabileceğiniz en uygun zaman dilimi şüphesiz ilkbahar sonu ve yaz aylarıdır çünkü kışın Baltık iklimi sebebiyle ülkede karanlık bir havanın hâkim olduğu biliniyor.
Bir ülkeye gidip de oradaki ulaşım ağını bilmemek olmaz bunun için önceden araştırma yapmalı ve temkinli davranılmasında fayda var. Litvanya’da ulaşım için; troleybüs, minibüs ve otobüsler hizmet verdiğinden istediğiniz yere gitmek kolay ve zahmetsiz bir şekilde gidebiliyorsunuz. Türkiye’den Litvanya’ya İstanbul üzerinden başkent Vilnius’a hava yolu ile aktarma yapmadan 5 saat 10 dakika gibi kısa bir sürede ulaşabilirsiniz.
Litvanya’ya gitmek için vize işlemleri şu şekilde belirlenmiş durumda; Bordo Pasaport sahiplerinden vize istenirken, Diplomatik, Gri ve Yeşil Pasaportu olan vatandaşlarda vize şartı aranmıyor.