“Almanya… Paranın bol olduğu, sanayinin büyük olduğu ve göç anlamında ülkemiz ve dünya genelinden en çok insanların gittiği yer.”
Genel olarak Almanya’yı kime sorarsanız buna benzer yorumlar yapılır? Aslında haklılık payı da az değil bu tabirlerin söylenmesinde. Altmışlı yıllarda sanayisini geliştirmek için çok sayıda vatandaş almıştı ülke. Türkiye’den de çok fazlasıyla insan sayısı bu gurbet eline gitmek durumunda kalmıştı. Kimileri bir değişiklik, kimileri de para kazanmak için düşmüştü Almanya yollarına. Filmlere konuk olan insan kaçakçılığı, hayallere sığdırılamayan zenginlikler ve daha fazlası bir dönemin en çok konuşulan şeylerinden biriydi. Ama Almanya, sadece bu yönlere mi sahip? Yani “çalış ve para kazan” ülkesi mi? Bence değil.
Her ne kadar Almanya tur firmalarının genel olarak en çok gittikleri ili Berlin olsa da bence tatil yapmak adına da oldukça güzel bir ülkedir Almanya. Özellikle de Heidelberg şehri tam anlamıyla turizm kokan ve tarih kokan bir yerdir. Şirin kasabanın yeşillere bürünmüş doğası, nefes veren ormanları ve romantik duruşu görülmeye değer güzelliklerden biridir.
Heidelberg Hakkında Merak Edilenler
Baden-Württemberg eyaletine bağlı olan kasaba, Frankfurt’tan 80 KM. uzaklıkta yer alıyor. Turizm dünyasının en çok ziyaret etmek istediği bu yer, görülmeye değer yerler arasında yer almakla birlikte, tatil için de oldukça ideal bir yerdir. Güzel yönleri, farklı mimari özellikleri ve doğal güzellikleriyle en çok turistin uğradığı yerlerden biri olan Heidelberg, tüm ihtişamı ile Mannheim şehrine 20 dakika uzaklıkta yer alıyor. Cadde ve sokakları, alışveriş merkezleri, oturulup dinlenebilen alanlarıyla beni cezp eden bir güzellik sunan Heidelberg, gördüğüm en güzel Almanya şehirlerinden biriydi. Doğrusu gezi günlerinde bu kadar çok seveceğim bir yapıyla karşılaşacağımı hayal bile edemiyordum. Ben de herkes gibi Almanya denince, bavullu bir adam, çalışmaktan elleri nasır tutmuş gurbetçileri düşünüyordum. Ancak Heidelberg şehrini gördükten sonra tüm fikirlerim değişime uğradı desem abartılı olmayacak.
Heidelberg şehri, aslında sadece romantik yönüyle dikkat çekmiyor. Burası aslında tam bir kültür şehri! Almanya’nın ilk üniversitesi burada kurulmuş, bilinen bilim adamları burada yaşamışlar. Zaten sokaklarında her nereye bakarsanız bakın, kitap okuyan gençleri görebilirsiniz. Sorduğumuzda da bu gerçekliği daha da netleştiriyoruz. 30,000 dolayında öğrenci burada bulunuyor. Heidelberg Üniversitesi öğrencileri, her alanda neredeyse aktif bir şekilde öğrenimlerini tamamlıyorlar burada. Özellikle de Avrupa adına en büyük tıp ve eczacılık eğitimlerinin sunulduğu Heidelberg Üniversitesi, bilinen büyük adamları da mezun vermiştir. Goethe, Georg Willhelm Friedrich Hegel, Robert Bunsen, Max Weber veya Karl Jaspers, bunlardan bazılarıdır. Yani anlayacağınız Heidelberg, kendi başına gezilmesi görülmesi gereken yerlerden biridir.
Tüm yönleriyle ilgimi çeken şehirde uzun bir süre kalmasam da kaldığım zaman diliminde çok güzel anılarımın olduğunu söyleyebilirim. Yerli ve yabancı öğrencilerle muhabbet etme imkanını buldum, meşhur yerlerinde resim çekme şansını yakaladım. Yani güzel bir Heidelberg turu ile Almanya gezimin daha renkli geçmesini sağladım demem yerinde bir tabir olacaktır.
Heidelberg şehrini gezerken, ünlü yerlerini gezmeye devam ediyorum. Sorduğumda Avrupa’nın en uzun yayalar caddesinin de burada olduğunu öğreniyorum. Hauptstrasse Caddesi, Neckar Nehri ve Kalesi arasında olan romantik bir caddedir. Oldukça hoş bir yapıya sahip olan cadde üzerinde yine okuyan öğrenciler, bisiklete binen gençler ve köşelerinde oturup dinlenen insanları görmek mümkündür. Hediyelik eşya dükkanları, pastaneler, kafeteryalar ve el sanatları satan dükkanların renklendirdiği cadde üzerinde birbirinden ilginç anılarımın olduğunu söyleyebilirim. Her bir yerinde ayrı bir resim çeksem de güzelliğini tam anlamıyla anlatabileceğimi düşünemiyorum. Orta yerinde Marktplatz Meydanı ve Herkül heykelinin bulunduğu cadde üzerinde esnaflarla muhabbet ede ede farklı yerleri görme şansını yakaladım. Doğrusu 1,5 KM. uzunluğunda bir caddeyi nasıl bitirdiğimi anlamadım bile…
Tabi Heidelberg’in dikkat çeken yönleri sadece bunlarla sınırlı değil. Meydanın kale tarafında bulunan Büyük Dük Sarayı da yine dikkat çeken yapılar arasında görülmektedir. İncelenmeye değer güzelliğe sahip olan Saray, 1717-19 yılları arasında yapılmış, 1805 yılından itibaren Badem Mahkemesi tarafından kullanılmış, daha sonra 1920’den bu yana Heidelberg Bilimler Akademisi olarak kullanılan bir yer olarak aktif faaliyetlerine devam ediyor. Oldukça görkemli bir yapıya sahip olan Büyük Dük Sarayı, Heidelberg gezilerinde mutlaka incelenmesi ve görülmesi gereken yerlerin en başında geliyor.
Almanya’nın romantik şehri Heidelberg şehrinde gezmeye devam ederken bir de buranın en önemli yapıtlarından olan Neckar Nehri üzerindeki taş köprü dikkatimi çekiyor. Oldukça eski bir tarihe tanıklık ettiği hakkında bilgi topladığım köprü, II. Dünya savaşı sırasında zarar görüp kullanılmaz hale gelmiş. Ancak 1947 yılında halkın ihtiyaç duyduğu bu köprü, halktan para toplanarak yeniden restore edilip trafiğe açılmış. Oldukça hoş bir görünüme sahip olan köprü de yine Heidelberg turu günlerimde en beğendiğim yerlerden biri oldu diyebilirim.
Gezinin Sonu
Gezimi tamamlamak istesem de gördüğüm güzellikler karşısında şehirde gezmekten kendimi alamıyorum. Köprüyü geçtikten sonra bir de “Filozoflar Yolu” dedikleri yere geliyorum. Burası, genellikle halkın spor yapmak için kullandıkları bir yoldur. Meyve bahçeleri arasında uzanan yolun patikalı ve keyifli engellere sahip olması belki de spor yapmak isteyenler için ideal bir yer olma özelliğini kazandırmış. Patikalar arasında spor yaparak ya da yürüyerek yine şehrin en önemli tarihi yerlerinden biri olan Heidelberg Kalesi’ne de ulaşabiliyorsunuz. Tarihi bir geçmişe sahip olan kalede, 8 metre uzunluğunda, 50 kişi kapasiteli funiküler oldukça güzel bir görünüm vermiş. 13. Yüzyıllardan kalan bu kumtaşı kalesinde her ne kadar bazı yerlerinde hasarlar görülse de gerçekten de görülmeye değer bir güzellik sunuyor. Hani tabir caizse “Kartpostallık” bir yer diyebilirim.
Heidelberg gezisi oldukça keyifli ve güzel geçmişti. Romantik yol, Neckar Nehri, Heidelberg Kalesi, Heidelberg Üniversitesi, yürüyüş caddesi derken akşamı etmiştim. Aslında bana kalırsa uzun bir süre daha burada kalmayı isterdim. Gerçekten “Gurbet” ya da “Gurbetçi” kelimesini unutturan ve tamamıyla turizme hitap eden bir yer olduğunu gezi sırasında çok net bir şekilde anladım.
Farklı alanları, değişik ve görülmeye değer yönleriyle beni kendine aşık ettiren Heidelbegr şehrini sizin de görmenizi isterim. Olur da bir gün iş gezisi için ya da herhangi bir nedenden dolayı yolunuz Almanya’ya düşerse, sanayisin, iş hayatını ve ekonomisini bir kenara bırakarak ülkeye renk katan romantik şehir Heidelberg’i ziyaret etmenizi öneriyorum.
ellerinize sağlık , bize ailece gittik ve inanılmaz zevk aldık fakat birz soğukdu sıcak zamanda gitmenizi öneririm. tarihi üniversite’de göz kamaştırıyordu orda okumak isterdim. artık çocuğumuz olduğunda okutmak dileği ile diyelim.