Bulgaristan’da tatil yapmak isteyenler için güzel bir fikir olacağını düşündüğüm Rila Dağı ve Buzul Yedigöller bölgesinden söz etmek istiyorum.
Bulgaristan’ın başkenti Sofya’dan 100 km. uzaklıkta yer alan Rila Dağı, Bulgaristan’da en çok turist çeken noktadır. Bunun sebebi elbette doğa güzelliklerine hâkim olmasıdır fakat bir diğer özelliği ise Buzul Yedigöller’in burada olmasıdır.
Sporcuların, doğa ile baş başa kalmak isteyenlerin, trekking yapmak isteyenlerin tercih ettikleri bu yer, sadece yerli halk için değil, dünyanın farklı noktalarından turistik gezi yapmak isteyenlerin de tercih ettikleri bir noktadır. Kamp kurmak, balık avlamak, fotoğraf çekmek gibi etkinlikler için oldukça ideal ve muazzam bir yerdir Buzul Yedigöller.
Buzul Yedigöller
Yedigöller, her biri farklı özellikleri ile ön plana çıkıyor. Kimi şeklinden dolayı isim almış, kimi göl berraklığından dolayı popüler bir hale gelmiştir. Hepsinin tek ortak özelliği ile mükemmel bir görünüme ve aktivite yapma olanaklarına sahip olmalarıdır.
Sılzata (Gözyaşı) adı verilen göl, göller arasında en büyüğüdür. Göl suyu, altı görülebilecek bir berraklığa sahiptir. Adını da bu yüzden hak ediyor.
Oval şeklinde olan ve sunduğu güzel atmosferle gelen misafirleri kendine hayran bırakan Okoto (Göz) Gölü ise bir diğer göldür. 37,5 metre derinliğe sahip olan Okoto, Bulgaristan’ın en derin gölü olma özelliği ile de kendinden söz ettirir.
İnsan böbreğine benzediği için Bıbreka(Böbrek) Gölü ve Trilistnika (Yonca), Ribnoto Ezero (Balık gölü), Dolnoto Ezero (Alçak göl), Bliznaka (İkiz) Gölleri, Buzul Yedigöller’in oluşturduğu muazzam güzelliğe sahip göllerdir.
Rila Dağı’ndan biraz uzakta yer alan göl bölgesine ulaşmak için teleferik ile yolculuk yapmanız gerekiyor, tabi bir yere kadar. Bundan sonrasında kayalıklarla dolu bir yürüyüşü geçmeniz gerekiyor. Buraya geldiğinizde tatilde olduğunuzu bir kenara bırakarak dağ şartlarına uygun ayakkabı giymeniz daha doğru olacaktır. Çünkü kayalıklar ve küçük taşlar, sandalet giymenize pek de uygun değildir.
Dağdan Buzul Yedigöller’e yürürken en çok göze çarpan detay, özgürce gezen atlardır. Bu atlar, sahipsizdirler ancak turistler için de fırsata dönüşmüyor değiller. Bazı turistler yakaladıkları atların sırtında göle kadar ulaşmaya çalışıyorlar veya eşyalarını sırtlarına yükleyerek daha rahat yürümeye çalışıyorlar. Tabi oranın yerlileri, turistlerden atlar için para almayı da ihmal etmiyorlar.
Göllere doğru geldiğinizde aklınızda bir şüphe belirmeye başlayacak. “Buraya Yedigöller deniyor ama o kadar göl yok…” Aslında var ama dağın zirvesine çıkmanız gerekiyor. Zaten biraz daha ilerlediğinizde bunu göreceksiniz. Bir hatırlatmada bulunmadan geçmeyeyim istiyorum; buraya Ağustos ayında gelseniz bile yanınızda eldiven ve montunuz kesinlikle olsun. Özellikle de kamp yapacağınız saatlerde havanın çok soğuduğunu göreceksiniz, bu yüzden hazırlıklı gidin.
Doğa Harikası
Turistler, buraya daha çok doğayı keşfetmek için gelirler, haksız da değiller. Yürüdükçe daha fazla yürüyesiniz geliyor fakat dikkatli olmanızda fayda var. Başında da dediğim gibi burası kayalıklardan oluşan bir dağlık alan bu yüzden her an dikkatsizce yürüyen bir turist yüzünden kaya parçaları yerinden kayarak ayağınıza çarpabilir…
Dağın zirvesine doğru yaklaştıkça, Rila Dağı ve Buzul Yedigöller’in daha da heyecan verici olduğunu görmeye başlayacaksınız. Nihayet en tepeye çıktığınızda muazzam bir manzara sizi bekliyor olacak. Yedigöller’in yedisini de artık görebilirsiniz. Eğer hazırlıklı iseniz kesinlikle burada 1 gece de olsa kamp kurmanızı ve balık avlamanızı öneririm. Gerçekten bu keyfi başka herhangi bir yerde alamazsınız.
Doğanın en hoş güzelliklerini turistlere sunan Rila Dağı, sadece bununla da misafirlerini uğurlamıyor. Göllerin diğer tarafında yani Rila Dağı’nın diğer sırtında yer alan Rila Manastırı da görülmeye değer bir yerdir. 1335 yılında yapılan manastır, turistlerin dağa çıkmışken ziyaret etmeden dönmedikleri bir yerdir ve ulaşımda zorluk da yaşanmıyor, manastıra doğru gitmeye başladığınızda kayalara çizilmiş yol işaretlerini takip ederek Rila Manastırı’na ulaşabilirsiniz.
Sofya’dan Dupnisa’ya nasıl gidilir?
Bulgaristan’ın başkenti Sofya’dan 100 km. uzaklıkta Dupnisa’ya ulaşmak için iki farklı alternatifi değerlendirebilirsiniz. Sabah saat 6.10’da hareket eden otobüslerle ulaşabilirsiniz. Ancak otobüsler çok gezdikleri için 2 saatlik bir yolculuk yapmanız gerekecektir. Minibüsler ise her 15 dakikada bir hareket etmektedirler.
Dupnisa’ya gitmek için tercih edebileceğiniz bir diğer yolculuk tipi ise tren ile gitmek olacaktır. Günlük 9 seferin yapıldığı tren istasyonu da otogarın hemen yanında yer alıyor.