Resmi adıyla İran İslam Cumhuriyeti, Güneybatı Asya’da bulunan bir ülkedir. Güneyde Basra Körfezi ve Umman Körfezi, kuzeyde Hazar Denizi ile çevrelenmiş ülkenin komşuları: Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Pakistan, Afganistan ve Türkmenistan’dır. Başkenti Tahran olan ülke teokratik bir sistemle yönetiliyor. Ülkenin resmi dini İslam, resmi mezhebi ise İsnaaşeriyye Şiiliğidir. Ve bu durum anayasada maddeleştirilmiştir. Devlet yönetiminde tıpkı Türkiye’deki gibi yasama, yürütme ve yargı kademeleri olsa da mutlak yetki sahibi ‘‘Rehber’’ olarak adlandırılan dini liderdir. Rehber, birçok önemli noktada, karar veren son kişidir.
Yüzölçümü olarak Türkiye’den iki kat daha büyük olan ülkenin nüfusu 2016 verilerine göre 80,28 milyon civarındadır. Ülke nüfusunun yarısından çoğunu Farslar, kalan kısmını sırasıyla: Azeriler, Mazandariniler, Gilakiler, Kürtler, Araplar ve Türkmenler ve Ermeniler gibi diğer azınlıklar oluşturuyor. Nüfusun %98’i Müslüman olan ülkede, bu oranın %8’lik bir kısmını Sünniler, kalan %90’lık dilimi Şiiler oluşturmaktadır. Ülkede resmi dil Farsçadır. Bunun yanı sıra Arapça, Ermenice, Türkmence ve İran Azericesi gibi diller de konuşuluyor. Bu kültür çeşitliliği ülkenin mutfağını da etkilemiştir. Fars, Arap ve Türk yemeklerinden oluşan bir çeşitliliğe sahip olan mutfağın temel malzemeleri: Kuzu eti, yöresel baharatlar, pirinç ve bulgur.
İran sözcüğü köken olarak, Saskritçe ‘‘Aryan’’ sözcüğünden gelir. Aryan, Zerdüştlüğün kutsal kitabı Avesta’da geçmektedir. Osmanlı döneminde, Arap kökenli olmadıkları için İranlılara Acem, İran’a da Acem Diyarı denirdi. Çünkü ‘‘Acem’’ Arapçada, Arap kökenli olmayanlar için kullanılan bir sözcüktür.