Büyükada

Marmara Denizi’nde yer alan Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada, İstanbul’a bağlı Adalar ilçesinin sınırları içinde bulunuyor. Tarihi ve otantik yapısını koruyan bir semt olmakla birlikte, doğal güzellikleri, tarihi mirası ve plajları sayesinde her yıl yüzlerce yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapıyor. Adalar ilçesindeki diğer yerler gibi, Büyükada’da da kamu hizmeti dışında motorlu taşıt kullanımı yasak. Nüfusu 2018 sayımına göre 7499 olarak tespit edilen Büyükada, 5.5 metrekarelik bir yüzölçümüne sahip. Adanın nüfusu yaz aylarında ciddi miktarda artıyor. Ayrıca, kolay ulaşılabilen bir noktada yer aldığı için, günübirlik ziyaretçiler tarafından da tercih edilen bir yer.

Büyükada’nın Bizans döneminde önem kazanan bir yer olduğunu söylemek mümkün. Buranın 7 yüzyıl boyunca bir sürgün ve inziva yeri olduğunu söylemek mümkün. Tahttan indirilen imparatorlar, imparatoriçeler ve saygınlığını kaybetmiş din adamları Bizans döneminde buraya sürgün edilmekteydi. Arap İstilaları ve Haçlı Seferleri esnasında büyük zarar gören Adalar, İstanbul’un fethinden sonraki süreçte Osmanlı egemenliğine geçti. Buranın özellikle 1908 yılından sonra büyük bir önem kazandığını görmekteyiz. II. Abdülhamit döneminde burası Osmanlı entelijansının merkezi hâline gelmişti. Bu dönemde devlet görevlileri için yapılan bazı köşkler hâlâ ayakta durmaktadır. Sovyet Devrimi’nin önemli isimlerinden biri olan Lev Troçki de 1929-1933 yılları arasında burada yaşamıştır.

Büyükada’nın ekonomisi büyük ölçüde turizme dayamakta. Aya Yorgi Kilisesi gibi tarihi mekanlar, her yıl yüzlerce yerli ve yabancı turisti buraya çekiyor. Bu kilisenin aynı zamanda bir hac merkezi olduğunu belirtmekte fayda var. Bunun dışında, son yıllarda restore edilen ve otel, pansiyon, restoran olarak hizmete açılan tarihi konaklar da adanın turizminde önemli bir yere sahip. Tarım, her ne kadar turizmin gerisinde kalmış olsa da, hâlâ önemli bir geçim kaynağı olarak kabul ediliyor. Geçtiğimiz yıllarda kurulan mantar ve bal üretim tesisleri, adanın önemli gelir kaynakları arasında yer alıyor.

Yolunuz Büyükada’ya düşecek olursa, Azap Yokuşu’nu tırmanarak ulaşacağınız Aya Yorgi Kilisesi’ni mutlaka görmelisiniz. İstanbul’un yüzlerce yıllık tarihine ışık tutan Aya Yorgi Kilisesi, İstanbul’un manzarasına hâkim bir tepede yer alıyor. Tarihe meraklıysanız, Aya Nikola Mevkii’ndeki Adalar Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. 19.yüzyıl Osmanlı mimarisinin önemli bir örneği olan Hamidiye Camii de Büyükada’nın tarihi mirasında önemli bir yere sahip. Doğa ve denizle iç içe vakit geçirmek istiyorsanız, adanın batısında yer alan Prenses Koyu’nu ziyaret edebilirsiniz.

Büyükada’ya denizyolu dışında bir ulaşım imkânı bulunmuyor. İstanbul’un çeşitli noktalarından kalkan Şehirhatları vapurları ve özel motorlar ile gün boyunca ulaşım sağlayabilirsiniz. Ayrıca Yalova ve Bursa’dan da vapur seferleri bulunuyor. Ada içindeki ulaşmak için ise faytonları kullanabilir veya bisiklet kiralayabilirsiniz. Bununla birlikte, Prenses Koyu’nu ziyaret etmek isterseniz ücretsiz motor seferlerinden yararlanabilirsiniz.