Zürih

İsviçre’nin en büyük şehri olan Zürih, aynı zamanda ülkenin kültür ve ekonomi alanında lider bölgesi olarak gösteriliyor. Zürih Kantonu’nun başkenti olan kent, FIFA’nın merkezine ev sahipliği yapmasıyla da biliniyor. Zürih, Alp Dağları ile çevrelenmesi ve büyüleyici doğal güzellikleri ile her yıl binlerce turiste kapılarını ardına kadar açıyor. Avrupa’nın en iyi üniversitelerinden olan İsviçre Teknoloji Enstitüsü ve Zürih Üniversitesi ile binlerce öğrenciye seçkin bir eğitim imkânı sunuyor. Burada okuyan öğrencilerin çoğu Zürih’in güzelliğinden etkilenerek kente yerleşiyor ve bu vesile ile şehir nüfusunun çoğunluğunu genç kesim oluşturuyor.

Yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda Zürih’teki ilk yerleşim izlerinin, 6000 yıl önce göl kıyılarında başladığı ortaya çıkmış. Romalılar döneminde Rhaetia eyaletinin vergi toplama merkezi ve ürünlerin takas edildiği ticaret noktası olarak kullanılmaya başlamış. 5. yüzyılda İsviçre Platosu’na bir Alman kabilesi yerleşmiş ve Roma Kalesi inşa edilmiş. 7. yüzyılda bu kale yıkılarak yerine Şarlman’ın torunu olan Ludwig tarafından Karolenj Kalesi inşa ettirilmiş. 1648 yılında Zürih, bağımsız imparatorluk şehri olmaktan çıkmış ve cumhuriyeti benimsemiş bir kent olduğunu ilan etmiş.

Zürih’te karasal ve ılıman bir iklim hâkimiyet sürüyor ve yıllık ortalama sıcaklık değeri 9,3 derece civarında seyrediyor. Ocak, ortalama 0 derece ile yılın en soğuk ve kurak geçen ayı iken kentte bolca kar yağışı görülüyor. Temmuz, yaklaşık 20-22 derece ile yılın en sıcak geçen dönemi olarak biliniyor ve turistlerin çoğu gezilerini yaz aylarında düzenliyor. Kış tatili düşünenler için şubat ve mart aylarında kızak yarışı gibi etkinlikler düzenleniyor. Bahar döneminde ise müzik ve film festivalleri oldukça rağbet gören aktiviteler arasında yerini alıyor. 2017 yılında yapılan araştırmalar, şehir nüfusunun ortalama 402 bin civarında olduğunu gösteriyor.

Kent; müze ve kilise gibi ziyaret edilecek yerler bakımından oldukça zengin olmasıyla birlikte, kültür ve sanat aktiviteleri bakımından da ziyaretçilerin beklentilerini karşılıyor. Büyük Manastır anlamına gelen Grossmünster Kilisesi, şehrin en ihtişamlı yapılarının başında geliyor. Zürih’in simgesi sayılan bu kilisenin tepesine çıktığınızda tüm şehri ayaklarınızın altındaymış gibi hissedebilirsiniz. Göl kıyısında konumlanan Old Town, kilise ve müzelerin bulunduğu şehir merkezi olarak biliniyor. Burada doyasıya yürüyüş yapabilir, kafe ve restoranlarda yöresel yemekleri tadabilirsiniz. Sanatseverler için tiyatro ve bale gibi etkinliklerin düzenlendiği Zürih Opera Binası, ünlü oyunların sergilendiği ve tanıdık sanatçıların konser verdiği destinasyon olarak hizmet sunuyor.

Türkiye’den Zürih’e direkt uçuş seçeneği bulunuyor ve yolculuk ortalama 3 saatlik bir zaman dilimini kapsıyor. Şehir içinde tren, otobüs ve tramvay gibi gelişmiş toplu taşıma ağı bulunuyor.

İsviçre’ye gidecek bordo pasaport sahibi Türk vatandaşlarının vize alması gerekiyor. Diğer pasaport sahiplerinin ise 180 gün içinde 90 günü aşmamak kaydıyla vize almadan ülkeye gitme hakları var.