Karayipler’de 3 adası bulunan, Batı Avrupa ülkesi Hollanda’nın komşuları sırasıyla; güneyde Belçika, doğuda Almanya, kuzey ve batıda ise Kuzey Denizi olarak biliniyor. Avrupa ülkeleri bazında bakıldığında nüfus yoğunluğu yüksek olan Hollanda, 26 Temmuz 1581 yılında bağımsızlığını ilan etmiş ve takvimler 30 Ocak 1648’i gösterdiğinde devlet haline geldiğini tüm dünyaya duyurmuş. Bunun yanı sıra Hollanda’daki en yoğun nüfus başkent Amsterdam’da bulunuyor. Bölgedeki resmi dilin Felemenkçe olmasının yanında Frizce, Papiamento ve İngilizce de bölgesel olarak yoğun bir şekilde kullanılan diller arasında yer alıyor. Topraklarının büyük çoğunluğu deniz seviyesinin altında kaldığından Hollanda’nın İngilizce anlamı alçak ülke şeklinde çevriliyor.
Tatil rotanızı Hollanda üzerinden oluşturduysanız ülkede sizi birçok sürpriz bekliyor demektir. Bunlardan bazıları ülke ile özdeşleşen laleleri, yel değirmenleri ve bisikletleri demek yanlış olmaz. Gezinizi doyasıya yaşayacağınız ülkede çok sayıda aktivite imkanı da mevcut. Sanattan, yeşil alana tarihi yapılardan kalabalık caddelere birden fazla seçeneği bir arada bulunduran ülkede turistlerin yoğun bir şekilde akın ettiği tarihi yapılardan biri Amsterdam’daki Van Gogh Müzesi diyebiliriz. Müzenin içerisinde 2000den fazla tablonun bulunması ve 500 çizimli Van Gogh koleksiyonu yer alıyor. İlk olarak 1973 yılında ziyaretçilerine kapılarını açan müze her dönem yerli yabancı birçok turistin yoğun ilgi gösterdiği mekânlardan biri olarak biliniyor.
Hollanda’nın Delft şehri, ülkenin en küçük yerleşim yeri olarak bilinse de içerisinde birden fazla tarihi eser ve gösterişli mimari yapıyı barındırıyor. Kilise ve müzeleriyle ünlü bu şehri sadece yürüyerek bile ortalama 1 günde gezerek şehrin keyfini çıkarabilirsiniz. Mauritshuis Müzesi de Lahey’de bulunan ve geçmişi 1800’lü yıllara dayanan mimari harikalarından biri olarak öne çıkıyor. Müzenin içerisinde sayısız eser yer alırken en popülerinin Johannes Vermeer’in İnci Küpeli Kız tablosu olduğunu söylemek mümkün. Ülke, geçmiş dönemde yetiştirdiği sanatçı ve eserleriyle her dönem binlerce turistin ilgi odağı olmaya devam ediyor.
Tarihi eserlerinin yanında doğal güzellikleriyle de dikkat çeken Hollanda’daki Kübik Evler de estetik olarak ziyaretçilerinden tam not alan yapılar arasında yer almış durumda. Hollanda, şehir içi ulaşım ağları bakımında oldukça detaylı ve kapsamlı bir harita çiziyor. OV-chipkaart olarak bilinen toplu taşıma kartlarından bir tane edinerek bölgedeki tramvay, otobüs ve metroları rahatça kullanabilir istediğiniz yere rahatça giderek şehrin tadını çıkarabilirsiniz. Bölgeyi ziyaret ederken Eski Hollanda Turu’na da katılmak isterseniz her şey dâhil 12.50 Euro gibi bir bilet fiyatı ödeyerek yolculuğunuza başlayabilirsiniz.
Türkiye’den Hollanda’ya gitmek düşündüğünüzden daha kolay; İstanbul ve Ankara’dan direkt olarak Amsterdam, Rotterdam veya Maastricht gibi şehirlere ortalama olarak 3 saat 50 dakika gibi bir sürede iniş yapabilirsiniz. Eğer bordo pasaport sahibiyseniz Hollanda için vize şartı aranmakla birlikte, Gri, Diplomatik veya Hususi Yeşil Pasaport sahipleri 180 günde 90 gün şartıyla vizesiz gidebiliyor.