Hırvatistan

Avrupa’nın kesişme noktası olarak bilinen ve Balkanlar, Orta Avrupa ve Akdeniz’in birleştiği noktanın merkezinde yer alan Hırvatistan’ın başkenti ve en büyük kenti Zagreb olarak kayıtlara geçmiş durumda. Bugünkü Hırvatistan bölgesinin oluşumu MÖ 7. yüzyıla kadar dayanıyor.  Tarihinde birçok savaşa katılan ve bağımsızlık için mücadele eden Hırvatlar, birçok krallık ve ülkenin himayesi altına girmiş ancak son olarak Yugoslavya’dan 25 Haziran 1991 yılında ayrılarak 8 Ekim 1991’de bağımsızlığı ilan ederek Hırvatistan Cumhuriyeti’ni tüm dünyaya duyurmuş. Resmi dili Hırvatça olan bölgeyi yoğun olarak Hırvatların oluşturduğunu söyleyebiliriz.

Hırvatistan’ın başkenti Zagreb, Avrupa ülkeleri arasında en çok yeşil alanı kapsayan bölge olarak biliniyor. Şehre gider gitmez sizi karşılayan yeşil alanlardan ziyade doğal ve tarihi güzellikler de dikkatinizden kaçmayacak diyebiliriz. Hırvatistan gezinize Zagreb’de bulunan Ban Jelacic Meydanı’ndan başlayabilirsiniz. Birbirinden ilginç ve tarihi yapıyı içerisinde barındıran meydan, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor demek yanlış olmaz. Meydanda, tarihi yapıların yanı sıra Mendusevac Çeşmesi’nin de oldukça popüler olduğunu ve her dönem ziyaretçi kabul ettiğini belirtebiliriz.

Şehri kuş bakışı olarak görmek isterseniz de Zagreb Eye’i ziyaret etmeniz çok doğru bir karar olacak. Özellikle akşam saatlerinde karşılaştığınız manzara ve ışıkların büyüsü size şehirle ilgili pek çok ipucu verecek demek yanlış olmaz. Sabah 10.00 akşam 23.00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlayan Zagreb Eye için girişler ücretli. Meydanda yer alan ve yine her dönem turist akınına uğrayan açık hava pazarı Dolac Market ile Hırvatistan kültürünü yakından tanıyabilir, ülkenin kırsal bölgelerinden toplanan meyve sebzelerin tadını deneyimleyebilirsiniz. Yalnızca bir açık hava pazarı değil aynı zamanda kültürel kaynaşmanın yaşandığı bu markette her türlü ihtiyacınızı keyifli bir şekilde karşılayabilirsiniz.

Aynı zamanda el işçiliği ile hazırlanan ürünler oldukça iyi hediyelikleri de içinde barındırıyor demek yanlış olmaz. Harika mimarisi ve ihtişamlı yapısıyla Zagreb Katedrali dini bir mabetten ziyade turistlerin oldukça ilgisini çeken turistlik bir mekân halini almış durumda. 11. yüzyılda yapımına başlanan katedral, başarılı Gotik mimari örneklerinden biri diyebiliriz. Zaman içerisindeki savaşlardan kaynaklı hasarlar meydana gelmiş olsa da görkemli yapısıyla ilk günkü ihtişamını koruyor. Katedraldeki en dikkat çekici nokta ise 1880 yılında yaşanan büyük depremden bu yana eski saatin 07.03’te durması ve yıllar içinde hiç değişmemiş olması demek mümkün.

Hırvatistan gezinizi planlayabileceğiniz en ideal ayların mayıs – eylül aralığı olduğunu söyleyebiliriz. Ülkeye gitmek için; kara, deniz ya da hava yolunu tercih edebilirsiniz. Şehir içi ulaşımda da çoğunlukla raylı sistemler tercih edildiğinden dilediğiniz yere; tren veya tramvay ile gidebilir ya da şehir içi otobüsleri tercih edebilirsiniz. Hırvatistan için Bordo Pasaport sahiplerine vize şartı aranmakla birlikte Diplomatik, Hizmet ve Hususi Yeşil Pasaporta 90 günü aşmadığınız müddetçe vize şartı aranmıyor.