İç Anadolu Bölgesi sınırları içerisinde konumlanan Kırşehir, Hititler döneminden bugüne varlığını sürdüren kadim bir kent. Tarihi geçmişi, kültürel zenginlikleri ve doğal güzellikleri ile yeni yeni keşfedilen ve hak ettiği değeri görmeye başlayan Kırşehir’in adı ise “Kır Şehri”nden geliyor. Tam tamına 6750 kilometrekarelik bir alana yayılmış olan ve 225 bini geçkin nüfusu bulunan Kırşehir, Türkiye’nin en turistik yerleri arasında ilk 5’e giren Kapadokya’nın da giriş kapısı olma özelliğini taşıyor. Kayseri, Nevşehir ve Kırşehir’i kapsayan Kapadokya bölgesine yakınlığı sayesinde Kırşehir de günden güne turizm potansiyelini artırmaya devam ediyor.
Yıllar boyunca pek çok medeniyete kucak açan Kırşehir, aslında tam bir tarım cenneti. Bahar aylarında her noktası ayrı bir renge bürünen Kırşehir’in tamamını gezme gibi bir düşünceniz varsa eğer 2 – 3 günlük bir seyahat planı yeterli olacaktır. Sadece doğal güzellikleri ile değil, aynı zamanda kaplıcaları ile de dikkat çeken Kırşehir, Türkiye’nin önemli termal turizm merkezleri arasında gösteriliyor.
Zamanında korunak yeri ve ibadethane olarak inşa edilen sayısız yeraltı şehrini görebileceğiniz Kırşehir’de ilk görmeniz gereken yer ise kuruluş tarihi Milattan Sonra 3-4. yüzyıllara kadar uzanan Mucur Yeraltı Şehri. Yerden 7 – 8 metre aşağıdaki bu gizemli yeraltı şehrinde ilginç görünümlü sarkıtlar, havalandırma bacaları, büyülü geçitler ve yollar, 42 adet oda ve dahasına denk gelirseniz şaşırmayın. Mucur Yeraltı Şehri’nin üzerindeki devasa alan ise Kültür Bakanlığı’nın koruma altına alındığı için el değmemişliğini uzun yıllar koruyabilmiş. Kırşehir’in simgesi haline gelen Ahi Evran Türbesi ise 1482 yılında inşası tamamlanmış, “esnaf odalarının temeli” olarak kabul edilen gösterişli bir yapı. Hemen yanı başındaki Ahi Evran Camii’ni de görmeden oradan ayrılmayın.
Cacabey Camii ve Türbesi, 1271 – 1272 yılları arasında inşası olan ve Nurettin Cibril Bin Cacabey’in emriyle yaptırılan önemli bir gözlem evi imiş o dönemlerde… Mavi çinileri ile her görende hayranlık uyandıran ve kimisinin “Cıncıklı Camii” olarak da adlandırdığı bu yapı, Anadolu tarihinin en önemli ve gösterişli yapıları arasında gösteriliyor.
Güneyinde Aksaray, güneydoğu ve doğusunda Nevşehir, batısında Ankara, doğu ve kuzeydoğusunda Yozgat, son olarak da kuzeybatısında Kırıkkale ile sınırlarını paylaşan Kırşehir’in genelinde karasal iklimin etkileri görüldüğü için yazlar inanılmaz derecede sıcak ve kurak geçiyor. Yıllık sıcaklık ortalamasının 11 santigrat derecede seyrettiği Kırşehir’e seyahat etmek için en uygun dönem ise ilkbahar ayları.
Nevşehir, Kayseri gibi komşu illerinden kara yolu ile kısa sürede ulaşabileceğiniz Kırşehir’e Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan gelecekler en az 2-3 saatlik bir araba yolculuğunu gözden çıkarmalılar. Kırşehir Şehirlerarası Otogarı’nın şehir merkezine sadece 2 km uzaklıkta olması çoğu ziyaretçinin otobüsü tercih etmesinde büyük rol oynuyor.