Bizans ve Roma dönemlerindeki adıyla Argyropolis, Yunancada gümüş ve polis (kent) anlamına gelen Gümüşhane, ismini esas Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından almış. M.Ö. 1500 yıllarında yaşayan Azzi ve Hayaşalar hakkında yörenin ilk yerleşik insanları söyleniyor. Zamanının en önemli ticaret yolunu oluşturan İpek Yolu güzergahının önemli duraklarından birini oluşturuyordu. Yörede bulunan madenler bakımından zengin olan Gümüşhane’de her doğan çocuğun gümüşten yapılmış çatal, kaşık ve tabağının olduğu rivayet edilir.
Gümüşhane oldukça dağlık bir araziden oluşmakla birlikte yeryüzü şekilleri bakımından ünlü Zigana Geçidi’nin de bulunduğu bu sıra dağlar bütün ili çepeçevre kuşatmış durumda. Tüm bu dağlık alanlarda en önemli coğrafik konuma sahip Gavur Dağları’nın ayrı bir özelliği var ve bu bölgenin en önemli özelliği ise buzullaşmanın izlerini günümüze kadar getirmiş olması şüphesiz.
Şehrin sınırlarının içinden geçen Harşit Çayı ve Kelkit Çayı bölgenin tek akarsu kaynağını oluşturuyor. Her ne kadar genelinde Karadeniz ikliminin etkileri görülse de, komşu illerinin de yani Doğu Anadolu’nun sert havasından da nasibini alıyor. Genellikle yağışlı ve nemli bir havası olup, kışın yağışlar genellikle kar şeklinde olur.
Nüfusu 170.000 civarında bulunan Gümüşhane, hem Doğu Anadolu ve hem de Karadeniz bölgelerinin kültürel değerlerini taşıyan eşsiz bir kent. Yemek kültürleri de yine iki bölgenin özelliklerini taşıyor. Özellikle yufkadan yapılan Siron ve ıspanaktan yapılan borani yemeği en meşhur lezzetleri arasında başı çekiyor.
Gümüşhane turizm açısından birçok değere sahip çok renkli bir kent. Bunlardan en önemlisi olan Torul ilçesindeki Cebeli Köyü’ne bağlı Karaca Mağarası, şehir merkezine sadece 17 km mesafede yer alıyor. İlk olarak 1983 yılında keşfedilen mağara 1996 yılında ise ziyarete açıldı. Bilhassa solunum yolu hastalıklarına iyi geldiği söylenen mağara bu özelliğinden dolayı her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turistin uğrak noktası oluyor.
Gümüşhane il merkezine 40 km uzaklıktaki Zigana Kayak Merkezi, Karadeniz Bölgesi’nin en önemli kayak rotalarından biri. Kış mevsiminde yüzlerce kayak tutkununa kapılarını açan kayak merkezinin ardından yönünüzü Kov Kalesi, Santa Harabeleri ve Satala Antik Kenti’ne çevirerek şehrin tarihi dokusunu da keşfedebilirsiniz.
Gümüşhane’nin engebeli arazisindeki yaylalar da ilgi gören yerler arasında. Saronay Yaylası’nda bulunan Limni Gölü tertemiz havasıyla; Seydibaba Köyü’ndeki 25 metre yükseklikten akan Tomara Şelalesi ise şırıl şırıl akan suları ile her göreni kendine hayran bırakıyor.
Bayburt, Giresun, Trabzon ve Erzincan illeriyle komşu olan Gümüşhane’ye hava yolu ile gitmek için en yakın Trabzon Havalimanı’nı kullanmanız gerekiyor. İstanbul’a 1.108 km, Ankara iline de 788 km uzaklıkta bulunan Gümüşhane’ye Türkiye’nin dört bir yanından otobüsle ulaşmanız da mümkün.