Beyrut, bir Orta Doğu ve Arap ülkesi olan Lübnan’ın başkentidir. Akdeniz kıyısı üzerinde, deniz etkisinden korunan bir körfezde konuşlanan Beyrut, 1,5 milyondan fazla nüfusuyla ülkedeki en büyük şehir olarak ekonominin kalbini; finans ve bankacılık sektörünün ise merkezini oluşturuyor. Ekonomik ve lojistik özellikleri baz alınarak Küreselleşme ve Dünya Kentleri Araştırma Ağı tarafından ”Dünya Kenti” seçilen Beyrut, iç savaş sonrası bu özelliklerini -en azından bir süre- kaybetmiş ve yeniden yapılanma sürecine girmiştir.
1970 savaşından önce ”Doğu’nun Paris’i” olarak anılan; Orta Doğu’nun kültür, sanat, sosyal yaşam, eğlence ve tatil merkezi olan şehir, Lübnan İç Savaşı’ndan sonra eski ihtişamını kaybeder ve tabir-i caizse yerle bir olur. Savaş sonrası yeniden ayağa kalkmayı başaran Beyrut, günümüzde küllerinden doğmaya ve eski ihtişamına kavuşmaya başlamıştır. Öyle ki son zamanlarda tekrar turistlerin gözde şehirlerinden biri haline gelmiştir. Yeni yapılandırmalarla birlikte Beyrut’un merkezi şuan yaklaşık 60’ın üzerinde bahçe ve meydana sahiptir. Bunun dışında peyzaj çalışması yapılmış caddeler, deniz-sahil gezinti yollarıyla 96 hektar açık alan, şehirde mevcuttur.
Beyrut, beş bin yıllık tarihiyle Dünya’nın en eski liman şehirlerinden biridir. Konumu itibariyle birden fazla medeniyete ev sahipliği yapmış ve birçok kültürle etkileşim haline girmiştir. Dolayısıyla Fenikeliler, Osmanlı, Bizans ve Memlükler gibi medeniyetlere ait olan ”Al Omari Camii, Aziz George Yunan Katedrali, Bekaa Vadisi, Biblos, Osmanlı Saat Kulesi” gibi örneklerini çoğaltabileceğimiz birçok kültürel mirası ve tarihi yapıyı içinde barındırıyor.