İsrail’in Kudüs’ten sonra ikinci büyük kenti ve aynı zamanda başkenti, Tel Aviv’dir. Her ne kadar İsrail, Kudüs’ü başkent ilan etse de, uluslararası toplum Tel Aviv’i başkent olarak kabul ediyor. 2016 verilerine göre 435,855 nüfusa sahip olan şehir, İsrail’in ekonomi ve finans merkezidir. Orta Doğu’da ikinci büyük ekonomiye sahip olan Tel Aviv, Dünya’nın küresel şehirleri arasında 42. sıraya yerleşmiştir. Bunun yanı sıra pahalılık açısından cep yakan kent; bulunduğu bölgenin en pahalı şehri, Dünya’nın ise 14. şehridir.
Sanat ve sosyo-kültürel açıdan İsrail’in kalbi durumunda olan Tel Aviv, küresel bir şehir olarak turizm açısından da önem arz ediyor. Ünlü plajları, barları, kafeleri, akan şehir trafiği, yedi yirmi dört açık olan mağaza ve marketlerinden dolayı, şehir ‘‘uyumayan Akdeniz şehri’’ olarak anılıyor. Akdeniz’in yeni başkenti olarak da anılan Tel Aviv, 2011’de Lonely Planet Gezi Rehberi tarafından Dünya’nın 3. favori şehri seçilirken; National Geographic tarafından Dünya’nın 9. Kumsal şehri seçilir. Her yıl düzenlediği gösteri ve yürüyüşlerle lgbt şehirleri arasında gösterilen kentin bu konudaki hassasiyetini de belirtmiş olalım.
1909 yılında Yafa kentinin yanında kurulan kent, zamanla büyüyerek Yafa’dan ayrılmaya başlar. 1910 yılına gelindiğinde şehir için isim bulma arayışları başlar ve birçok seçenek arasından, ‘‘bahar tepesi’’ anlamına gelen Tel Aviv kelimesi seçilir. Şehir, ismiyle yeniliği ve bir toprak parçası üzerinde kurulan yeni bir uygarlığı temsil etmektedir. İsrail bağımsızlığını kazanmasının ardından 1950 tarihinde Tel Aviv ve bir liman kenti olan Yafa birleşme kararı alır ve şehrin adı Tel Aviv-Yafa olarak birleştirilir. Tel Aviv’in yerli halkına Tel-Avivim denir.