Chicago, Amerika’nın Illinois eyaletinde Michigan Gölü’nün güneybatı kıyısında bulunan bir şehirdir. Illinois eyaletinin başkenti ve Amerika’nın en kalabalık üçüncü şehri olan Chicago’nun nüfusu 2017 yılı verilerine göre 2.716 milyondur. Nüfusun çoğunluğunu oluşturan etnik gruplar Polonyalılar, Yunanlılar ve İtalyanlardır. Bunun yanı sıra Afrikalı, Asyalı, Hispanik ve Yerli Amerikalılar gibi farklı kökene sahip birçok insanın da bir arada yaşadığı Chicago, oldukça renkli ve kozmopolit bir yapıya sahiptir.
1833 tarihinde kurulan ve siyasetteki hareketli yıllarından dolayı Windy City yani ‘‘Rüzgarlı Şehir’’ olarak anılan Chicago, ABD’nin ilk gökdeleni olan ve 1885’te yapılan ‘‘Home Insurance Building’’ adlı binaya sahip olması açısından önemli bir şehirdir. Bunun dışında Chicago, Kuzey Amerika’daki köklü şehirlerden biri olarak zengin bir tarihe sahiptir. Şehrin yaşadığı en önemli olay, 8 Ekim 1871’de meydana gelen Büyük Chicago Yangını’dır. Chicago için bu yangın tam bir felaket dönüşmüş ve şehir, tabir-i caizse yerle bir olmuştur. 18 bin bina zarar görmüş, 400 bin kişi işsiz ve evsiz kalmış, 300 kişi ise hayatını kaybetmiştir. Bu elim olaydan sonra şehir adeta küllerinden yeniden doğmuş ve günümüzde en az 500 parkı, göl limanları, hayvanat bahçeleri, plajları, eğlence ve spor alanlarıyla Amerika’nın en eğlenceli beşinci şehri haline gelmiştir.
Chicago, çağdaş mimarinin en güzel örneklerini içinde barındıran bir şehir olarak, her yıl yaklaşık 85 milyon turistin akınına uğramaktadır. Dünyanın en büyük tatlı su kütleleri arasında beşinci sırada olan Michigan Gölü etrafında gelişen şehir, göl turları, bot ve kayık gezintisi, dalış ve yüzme gibi su sporları yapabileceğiniz imkanlara sahiptir. Mamafih, Chicago, dünyanın en iyi basketbol takımı ”Chicago Bulls”a ve en iyi basketbolculardan biri olan Michael Jordan’a ev sahipliği yapan bir spor kentidir. Bunun yanı sıra Jazz müziğin doğduğu yer olarak bilinen Chicago, Jazz ve Blues barlarıyla ve renkli gece hayatıyla, oldukça eğlenceli bir şehirdir. Ayrıca, dinamik bir yapıya sahip olan şehirde, gece turları, mimari turlar, kültür turları, müze turları, tarih turları ve film turları gibi yapılacak daha birçok şey; ‘‘Millennium Park, John Hancock Center, Grand Park, Navy Pier, Lincoln Park Zoo, Adler Planetarium’’ gibi görülmesi gereken birçok yer bulunmaktadır.
110 katlı Sears Kulesi, AON binası, Hancock Kulesi ve dünyanın en büyük ticaret merkezi olan Merchandise Mart gibi önemli binalara ev sahipliği yapan Chicago, New York ve Los Angeles gibi büyük şehirlere göre daha düzenli bir şehir planlamasına sahiptir ve buna bağlı olarak şehir içi ulaşım ağı oldukça gelişmiştir. Metrolar, trenler ve otobüslerden oluşan toplu taşıma vasıtaları ile şehrin her bölgesine rahatlıkla gidebilirsiniz. Bu vasıtalara binebilmek için en az bir günlük ulaşım kartlarından almanız germektedir; dilerseniz otobüslere nakit vererek de binmeniz mümkün. Biz yine de manyetik ulaşım kartlarından almanızı tavsiye ediyoruz; çünkü bu sayede ulaşım araçlarından indirimli olarak faydalanabiliyorsunuz. Ücretler genel olarak mesafeye göre değişim göstermekle birlikte, ortalama 1,5$’dır. Şehirde en çok tercih edilen ulaşım türü ise bisikletlerdir. Bize göre de Chicago’yu gezmek için en mantıklı ve en eğlenceli yöntem, bisiklet kiralamak olacaktır. Eğer kış mevsiminde orada olacaksanız, kötü şartlara ve ortama göre tasarlanmış mavi bisikletlerden kiralayabilirsiniz.
Nemli ve karasal bir iklime sahip olan Chicago’da sıcaklık yaz aylarında 24 derecelerde seyrederken; kış aylarında bu oran -5 derecelere kadar düşebiliyor. Yılın en sıcak ayı, ortalama 30 dereceyle Temmuz ayı olurken; kışın ise sık sık kar yağışı görülüyor. Dolayısıyla Chicago seyahati için en uygun dönem nisan ve ekim ayları arası olacaktır. Türkiye’den haftanın yedi günü düzenlenen ve yaklaşık 11 saat süren direkt uçuş seferlerine katılıp, Chicago’ya kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Tabi gitmeden evvel vize işlemlerinizi halletmeyi sakın unutmayın!