İrlanda’nın güneydoğusunda bulunan ve Waterford Limanı’nın etrafına yerleşmiş İrlanda’nın en eski yerleşim yeri olma özelliğine sahip Waterford şehri, cam işçiliği, kesme cam alanlarında Waterford Crystal ismi ile dünyanın en tanınmış markası konumunda. Vikingler tarafından 9. yüzyılda kurulan, 1170 yılında ise Normanlar tarafından yönetilmeye başlayan antik liman kentinin bir diğer önemi, 1848 yılında üç şeritli İrlanda bayrağının ilk kez Waterford şehrinde dalgalanması. Misafirlerine tarihin farklı periyotlarından el sanatlarına, el yapımı çörek ve biralardan gizli koylara gibi çeşitli seçenekler sunmasıyla da popüler tatil destinasyonları arasındaki yerini alıyor.
2016 sayımına göre şehir sınırları içerisinde 82,963 kişiyi barındırmasıyla İrlanda Cumhuriyeti’nin en kalabalık şehirleri arasında beşinci sırada yerini alan Waterford şehri, ismini Norveç lisanından “rüzgarlı fiyort” anlamına gelen kelimeden alıyor. 2004 yılında ilk defa UNESCO tarafından Global Jeolojik Park olarak tanımlanan Copper Coast (Bakır Sahili), Buz Çağı’ndan kalma kalıntılara ve 200 yıl önce bakır madenciliğine ev sahipliği yapan tarihi sahil, misafirlerine tarihi yapıları ve kumlu plajıyla büyüleyici ve huzurlu bir deniz kenarı tecrübesi sunuyor.
Güney İrlanda’nın en kalabalık beşinci şehri olma özelliğine sahip, Orta Çağ döneminin en eski zamanlarından günümüze, tarihi bütün gerçekliğiyle gözler önüne seren şehrin ılıman bir iklimi var. Daha çok yaz aylarında turist popülasyonu artan kente, yağmurluk, şemsiye gibi gerekli aksesuarlar ile her mevsim gitmek mümkün. Birden fazla ve farklı alana hitap eden festivallerin ve etkinliklerin tarihleri de son derece önemli çünkü dünyanın her tarafından insanı bir araya getiren ve ziyaretçilerine gerek sokak karnavallarıyla gerek yemek festivalleriyle renkli ve eğlenceli bir tatil imkanı sağlıyor.
Vikinglerin ve Normanların izlerini, şehrin dar sokaklarında, çevresinde, kasaba duvarlarında ve özellikle eski çağlar hakkında derinlemesine bilgi edinebileceğiniz, İrlanda’nın Hazineleri olarak bilinen müzelerinde görebilirsiniz. Geçmişin kalıntılarını görebileceğiniz kadar ruhunuzu da dinlendirebileceğiniz, sıcakkanlı insanların olduğu göz kamaştırıcı Waterford Şehri’ne ulaşım Türkiye’den direkt olarak sağlanmıyor fakat yaklaşık 2 saatlik mesafede bulunan Dublin veya Cork şehirlerine ulaşarak ve ardından otobüs veya tren kullanarak ulaşmak mümkün.
Orta Çağ’dan itibaren İrlanda ile Avrupa arasındaki gelişen ticarete yön veren liman kenti olarak günümüze ulaşan şehrin içerisinde seyahat etmek için otobüs, tren, taksi gibi seçenekleri kullanabilirsiniz. El yapımı biralarını, blaas adı verilen leziz küçük yuvarlak ekmeklerini deneyebileceğiniz ve ayrıca en ünlü zanaatları olan kristalin işlenmesini, şekillenmesini öğrenebileceğiniz kristal evini, sahil kenarında bulunan İrlanda’nın en eski Hristiyanlık bölgesine ve daha fazlasına ulaşmak için bisiklet kiralayabilir veya yürüyebilirsiniz.
Tarihin neredeyse her bir kesitinden parçalar sunarken doğal güzelliklerinden ödün vermeyen Waterford şehrini ziyaret etmeyi planlayanların öncelikle İrlanda Cumhuriyeti vizesine başvurmaları gerekiyor ancak vize yaklaşık bir ayda sonuçlanmakta bu yüzden biraz erken davranmakta fayda var.