Barok ve gotik mimari tarzlarının en güzel örneklerine ev sahipliği yapan Brüksel, üç federal bölgeden biri olan Brüksel Bölgesi’nin ve Belçika’nın başkenti olma özelliğini taşıyor. Ayrıca şehir NATO ve Avrupa Birliği kurumlarına da ev sahipliği yaptığı için Avrupa’nın da başkenti olarak tanımlanıyor. Nüfusun çoğunluğunun ana dilinin Fransızca olduğu şehirde Felemenkçe ve Fransızca da ana dil kabul ediliyor. Brüksel, turizmin önemli şehirlerinden biri olsa da yüksek refah seviyesi ve güçlü ekonomisiyle yaşam kalitesi için tercih edilen şehirler arasında da ilk sıralarda bulunuyor. Bu nedenle 1960’lardan itibaren yoğun göç alan Brüksel’in nüfusunun %28.5’ini yabancı kökenliler oluşturuyor.
Brüksel’in tarihi 7. yüzyıla kadar dayanıyor ve şehirdeki ilk yerleşim, bu dönemde Senne (Zenne) Nehri kenarına yapılan Place Saint Grey Şapel’i ile başlıyor. Ancak şehrin kentleşmesi 979 yılında başlamış olmakla birlikte resmi olarak 10. yüzyılda Low Lotharingia Dükü Charles’ın şehri kurmasıyla gerçekleşmiş. Brüksel, 12. yüzyılda Brabant Dükü’nün şehri başkent yapmasıyla beraber dünya tarihindeki önemli şehirlerden biri haline geldi. Fransa Kralı XIV. Louis’in şehri bombalamasıyla oluşan hasarlar ve 2. Dünya Savaşı’nda yaşanan kayıplar gibi ülke gelişimini olumsuz etkileyen durumlar yaşansa da 20. yüzyıldan itibaren modernleşme ve yenileşme çalışmalarıyla birlikte Brüksel, günümüzde Avrupa’nın en çok ziyaret edilen ve refah seviyesi en yüksek olan şehirlerinden biri oldu.
Brüksel, daha adım atar atmaz Orta Çağ’a ışınlayan sokakları, zengin mutfağı ve renkli gece hayatıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir tatilin kapılarını aralıyor. Şehrin kalbi olarak görülen Grand Palace’da şehrin simgesi olan İşeyen Çocuk Heykeli, 15. yüzyıldan kalan Brüksel Belediye Binası, kralın evi olarak bilinen Maison du Roi ve ünlü Belçika biralarının tanıtım yeri olan Belçika Bira İmalatçıları Müzesi ile karşılaşabilirsiniz. Brüksel’de görülmesi gereken yerlerden bir diğeri de Atomium diyebiliriz. 1953 Expo Dünya Fuarı için inşa edilen bu görkemli yapının 5 bölümü ise ziyarete açık olarak hizmet veriyor. Bu bölümlerin birinde Atomium’un tarihi anlatılan bir sergi bulunuyor. Diğer bölümlerinde çeşitli temalarda sergiler bulunan yapının en üst küresinde şehri 360 derece görebileceğiniz ve akşam yemeklerinizi yiyebileceğiniz bir restoran yer alıyor. Brüksel’de tarihi yapıları ziyaret etmek dışında çeşitli aromalarda yapılan çikolataları, waffle, midye ve patates kızartması gibi yiyeceklerini de mutlaka denemenizi öneriyoruz.
Brüksel’e hava yoluyla ulaşımda tercih edebileceğiniz iki ayrı havalimanı kullanılıyor. Brüksel Havaalanı şehir merkezine 11 km, Brüksel Güney Charleroi Havaalanı ise 46 km uzaklıkta konumlanıyor. Antalya ve İstanbul’dan Brüksel’e aktarmasız uçuşlar gerçekleştiği gibi diğer illerden seyahat edecekler de aktarmalı uçuşlarla Brüksel’e gidebilirler.
Brüksel, Schengen vizesi gerektiren ülkelerden biri olduğu için bordo pasaport sahibi Türk vatandaşlarının ülkeye seyahat etmeleri veya transit geçmeleri için Schengen vizesi sahibi olmaları gerekiyor. Vize için Brüksel Konsolosluğu’na başvuru yapmalısınız. Brüksel Konsolosluğu turistik, ticari ve ziyaret için yapılan vize başvurularını genellikle 7-15 iş günü arasında sonuçlandırıyor.