Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletine bağlı olan Essen, bulunduğu eyaletin dördüncü, ülkenin ise dokuzuncu büyük şehri olma özelliğini taşıyor. Eski dönemlerde demir ve kömür üretiminin merkezi olarak bilinen şehir; tarihi miras ve kültürel özellikleri ile Almanya’nın önde gelen şehirleri arasında yer alıyor. Kömür ve çelik sanayisinin modern düzende yapılaşmaya başlamasıyla birlikte gelişen bölge, günümüzde bağlı olduğu eyaletin en yeşil kenti olarak biliniyor. Muhteşem doğasıyla herkesi büyüleyen Essen, Avrupa genelinde resmî izinli yüzülebilir nehre sahip olan tek şehir unvanı ile turistlere kapılarını ardına kadar açıyor.
Tarihi, MS 850 yıllarına kadar uzanan ve 1811 yılında Friedrich Krupp tarafından inşa edilmiş olan şehir, 1847 yılında açılan ilk maden ocağıyla birlikte hızlı bir ivme ile büyümeye başlamış. İkinci Dünya Savaşı sırasında aldığı ağır darbelerden sonra büyük oranda yerle bir olan bölge, 1945 yılından sonra sanayi ve madencilik kuruluşlarının tekrar kurulmasıyla birlikte hızlıca yenilenerek bugünkü halini almış.
2016 yılında yapılan araştırmalara göre Essen’in nüfusu yaklaşık 582 bin civarında seyrediyor. Sıcak ve ılıman bir iklimin hâkimiyet sürdüğü bölgede yıllık ortalama sıcaklık değeri ise 9,9 santigrat derece. Şubat, yılın en kurak ayı olup, en fazla yağış haziran ayında görülüyor. En soğuk geçen ay ortalama 0-2 derece ile ocak ayı iken, yılın en sıcak ayı ise temmuz olup, ortalama sıcaklık 18 derece civarında seyrediyor. Gezi düzenlemek için en ideal dönemin yaz ayları olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Yemyeşil doğasıyla turistlerin ilgisini çeken bölge aynı zamanda kongre, fuar, inşaat ve yazılım gibi sektörlerde de dünya çapında oldukça önemli bir destinasyon olarak öne çıkıyor. Eski dönemlerdeki ağır madencilik şartlarının yarattığı imajı değiştirmek isteyen Essen şehri, Almanya’nın en büyük kömür madeni olan Zollverein’i, ziyaretçilerin gezebileceği çağdaş bir kültür kompleksine dönüştürmüş ve 2001 yılında UNESCO Dünya Miras Alanı Listesi’ne girmeye hak kazanmış. Kültürel anlamda gelişmeye devam eden Essen kenti, Ruhr Müzesi’ne de ev sahipliği yapıyor olmasıyla birlikte, birden fazla sanat ve tasarım atölyesini de bünyesinde barındırıyor.
Türkiye üzerinden Essen şehrine direkt uçuş seçeneği bulunmadığı için önce Köln Bonn Uluslararası Havalimanı ya da Düsseldorf Havalimanı’na gidilerek, oradan kente aktarma yapılması gerekiyor. Bu iki şehirden de Essen’e tren ya da otobüs ile ortalama 1 saat bir yol katetmelisiniz. Bölge içinde çoğunlukla otobüs kullanılırken, tramvay ve metro da sıklıkla tercih edilen toplu taşıma araçları arasında yer alıyor.
Schengen ülkeleri listesinde bulunan Almanya’ya yolculuk yapmak isteyenlerden bordo pasaport sahiplerinin, Schengen vizesine başvurması gerekiyor. Diplomatik, hizmet veya hususi pasaportlardan birine sahipseniz eğer; vize başvurusu yapmaya gerek olmadan 180 gün içinde 90 günü aşmamak şartı ile Almanya’da kalabilirsiniz.