Gana’nın başkenti ve en büyük şehri olan Akra (Accra), aynı zamanda ticaret, sanayi ve kültür merkezidir. 225,67 km’lik bir alanı kaplayan Akra’nın kuzey, doğu ve batı olarak üç bölgeye ayrılan yerleşim yerleri vardır. Ticaret bölgesi olan Kuzey Akra’da pek çok askeri hastane, yabancı elçilikler, okul ve golf parkı bulunmaktadır ve yine bu bölgede yer alan Gana Üniversitesi’nin Büyük Salonu, Akra’nın kuzey sınırını oluşturmaktadır.
Büyük bir yerleşim yeri olan Doğu Akra, bir diğer yerleşim yeri olan ve aynı zamanda ticaret alanı olan Batı Akra… Bu üç bölge önemli bir coğrafi konum özelliğine sahiptir. Doğu sınırını Denizcilik Fakültesi oluştururken, batı sınırını Lafa Çayı ve Mallam kavşağının kesişimi, güney sınırını da Gine Körfezi oluşturur.
Akra’nın isminin nereden geldiğine dair yürütülen birkaç teori vardır. İlki; Ga kabilesinin bu şehre deniz yoluyla geldiği sırada, kanoların üzerindeki bu grubun Larteh’ler tarafından karınca gibi gözüktüğü düşünülmektedir. O günden bu yana Larteh’ler tarafından bu şekilde çağrılan isim,‘’Nkran’’ kelimesinden türemiş bu kelime ‘’Karıncalar’’ anlamına gelmektedir. Şehrin isminin bölgede bulunan tümsek biçimindeki karınca yuvalarından aldığı bilinmektedir.
1960 yıllarından başlayarak günümüze kadar gelişen ve büyüyen Akra’nın, 2018 verilerine göre nüfusu 2.406.000 olarak belirlenmiştir. Bu artışın en önemli sebeplerinden biri göçtür ve bu şehirde yaşayanların %45’ni Afrikalı göçmenler oluşturmaktadır. Akra, ülkesi Gana gibi içerisinde pek çok vatandaşı -bu göç sayesinde- barındırdığını söylemek mümkündür. Akra’nın tarihteki ilk yerleşimcileri Ga kabilesi olurken, Avrupalılarla temasına çok geç kalınmamıştır.
Hollandalılar, İngilizler, İsveçliler, Portekizliler, Fransalılar, Danimarkalılar gibi pek çok yabancı uyruklu vatandaşlar gelmiş ve burada neredeyse her biri kale inşa etmiştir. Avrupalılar tarafından yapılan üç sahil köyü –Osu, Ussher Town, James Town– Akra’nın en çok ilgi gören yerleri arasındadır. İngilizlerin sömürgesi altında devam eden tarihsel yolcuğunda, Akra’nın daha fazla geliştiğini söyleyebiliriz. Sömürge altında kalması ve taşıdığı izler sayesinde Akra’nın resmi dili ise İngilizcedir.
Tropikal savan iklimine sahip olan Akra’da yağışın en fazla olduğu dönem ilkbahar ve yaz mevsimleri olurken kış aylarında tam tersi bir durum söz konusudur. Sonbahar ve kış aylarında daha az yağış alan bu bölgede, soğuk ayların sıcak aylardan daha nemli olduğunu söylemekte fayda var. Yağmurlu sezona denk gelmemek adına, Akra’ya yapacak olduğunuz seyahatin en uygun zamanı Eylül-Kasım ayları arasıdır.
Akra, sevdiklerinizle beraber rahatlıkla gezebileceğiniz, samimi insanların bulunduğu, güvenilir bir şehirdir. Her fırsatta bulabileceğiniz marketler, kendilerine has müzikleri ve dansları, inanılmaz yemekleri, büyük açık pazarları ile görülmeye değer bir noktadır. İdari, ekonomik ve eğitim merkezi olmasını; içerisinde banka ve ofislerin, kütüphanelerin, okulların, hastanelerin bulunmasına borçludur. Ayrıca Ulusal Tiyatro, Uluslararası Ticaret Fuarı, Bağımsızlık Meydanı da talep gören yerlerden sadece birkaçıdır.
Pek çok ülkenin tarihi hazinelerini görebileceğiniz Akra Ulusal Müzesi’ni kesinlikle ziyaret etmeli ve bu tarihi geçmişe yakından göz atmalısınız. En popüler plajlarından olan Labadi Plajı; yiyecek ve kokteylleri ile size şölen sunarken, yerel davullarıyla farklı türde çalınan müziğin yanı sıra yapılan muhteşem danslar da size eğlenceli dakikalar sunmaktadır.
Hareketli bir mahalle olan James Town’da insanların birbirine ne denli bağlı olduğunu, canlı bir atmosferden anlıyorsunuz. Bu mahallede aynı zamanda, İngilizlerin ve Portekizlilerin kültürel ve mimari mirasını görebilirsiniz. İyi bir belediye otobüs servislerine sahip olan Akra’da çok kolay bir şekilde ulaşım sağlamanız da cabası. Samimi insanların olduğu bu misafirperver yeri ziyaret etmek, size oldukça keyif verecektir. O yüzden fazla beklememeli ve bir an önce Akra’ya yolculuk yapmalısınız.